Hareket analizini ve terapisini iyileştirmeye yönelik bir hedef

İnsanın yaşlanma süreci karmaşık ve bireyseldir, biyolojik, psikolojik ve sosyal alanlarda gerçekleşir (1). Yaşlanma, homeostaz kaybına, iç veya dış uyaranlara uyum sağlama yeteneğinin azalmasına ve hastalık ve ölüme karşı savunmasızlığın artmasına neden olan hücresel, doku ve organ düzeyinde ilerleyen bozulmadır.

Düzenli günlük aktivite, sağlıklı yaşlanma ve işlevin sürdürülmesi, erken morbiditenin azaltılması ve sosyal izolasyonun azaltılması için kritik öneme sahiptir. Egzersiz, daha uzun bir yaşam süresine, yani yaşadığımız süreye, daha uzun bir sağlık süresine, yani yaşadığımız sağlıklı süreye katkıda bulunur. Egzersiz, hipertansiyon, diyabet, obezite, uykusuzluk, sosyal izolasyon, depresyon ve anksiyete dahil olmak üzere yetişkin popülasyonda yaygın olan birçok durumun önlenmesi ve yönetilmesinde anahtardır [2, 3].

En önemlisi, sosyal izolasyon, yaşlı nüfusun zihinsel ve fiziksel sağlığı için gerçek bir tehdittir; depresyona, kendine zarar vermeye (örn. uyuşturucu kullanımı, alkolizm, intihar) veya kendini ihmal etme davranışına, daha yüksek düzeyde bilişsel ve/veya veya fiziksel engellilik ve artan ölüm oranı. Sonuç olarak, bu yaş grubundaki sosyal izolasyonun önlenmesi veya iyileştirilmesi, birçok ülkede en önemli sosyal konu ve politika oluşturmada öncelik haline geliyor [3].

Yaşlanma sürecinin fiziksel, kültürel, zihinsel ve biyopsikososyal boyutları vardır. 

  • Normal fizyolojik yaşlanma, yağsız kas kütlesi kaybı, lipofuscin ve diğer hücresel atık ürünlerinde artış ve yağ birikintileri ile ilişkilidir. Zamanla kıkırdak hidrasyonunu kaybeder ve kalsiyum içeriği artar. Ayrıca bağların ve tendonların sertliği artar, bu da eklemlerin daha az hareketli olmasına ve vücut hareketlerinin yavaşlamasına ve daha sınırlı olmasına neden olur.
  • Çevredeki değişiklikler, izolasyon, yalnızlık ve yaşlılığa hazırlık eksikliği, fiziksel hareketsizlik, yanlış beslenme, psikomotor yük gibi biyolojik faktörler, akut ve kronik tıbbi durumlar ve psikososyal faktörler kültürel farklılıklar gösterse de yaşlanmanın getirdiği değişiklikler ortak başlık altında incelenecektir.
  • Zihinsel yaşlanma, insan bilincini ve onun yaşlanma sürecine uyum sağlama yeteneğini ifade eder. Yaşlılığın kabulü, mutluluk duygusuna ve yaşam doyumuna katkıda bulunur; bunun eksikliği ise yalnızlık duygusuna ve fiziksel acıya neden olur.
  • Ancak psikososyal yaşlanma büyük ölçüde kişinin yaşlılığa nasıl hazırlandığına ve zaman içinde nasıl etki gösterdiğine bağlıdır. Yaşlanma sürecinin psikolojik nedenleri arasında benlik saygısının bozulması, akranların hastalanması ve ölmesi, psikolojik dayanıklılığın düşük olması, sosyal izolasyon, yüksek düzeyde kaygı, yalnızlık duygusu ve depresyona eğilim sayılabilir. 

Yaşlanma sürecinin fiziksel, kültürel, zihinsel ve biyopsikososyal işlevsellik üzerinde olumsuz etkisi vardır.

Yaşlanma süreciyle birlikte kişi fizyoterapist, diyetisyen, psikolog, aile ve akran desteğine ihtiyaç duyar. Multidisipliner sağlık ekibi, yaşlıların fiziksel ve ruhsal sağlığını desteklemek, kendilerini sağlıklı hissetmelerini sağlamak ve günlük yaşam aktivitelerini sürdürmek için birlikte çalışır. Sağlık profesyonellerinin yaşlının çevresi ile güvenli ve yaşlının kültürel geçmişine uygun bir şekilde iletişim kurması terapi programının etkinliğini arttırmaktadır.

Bu kursun konsepti, yaşlı yetişkin nüfusa yönelik fizyoterapi yaklaşımları, rolü ve prosedürleriyle ilgili özel hususları vurgulamak için tasarlanmıştır. Sağlıklı yaşlanmaya ve yaşlanma sürecinin getirdiği biyolojik ve psikososyal değişimlere yönelik yaklaşımlar sunulmakta ve gözden geçirilmektedir. Bu eğitim modülünde yaşlılarda ruhsal ve fiziksel sağlığın etkin bir şekilde korunmasına yönelik terapötik yaklaşımlar gösterilecektir. 

0 replies

Leave a Reply

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *